03 Nisan 2019

Kenti Sanatla Yoğurmak

Bir kenti oluşturan en bariz yanı; mimarisi ve sanat eserlerinin bir
arada olmasıyla, halkın sanata bakış açısını ortaya kaymaktır.
Şanlıurfa yıllarca mimari olarak, dini mimari üzerine şekillenen bir
kent olması nedeniyle, modern dünyanın bir çok sanatsal yapısından
uzak kalmış olmasıdır.
Eski dönemlerde feodal güçlerin elinde gelişen kent; daha sonra
ticaret, meslek ve sanat gibi işkollarını temsil edenlerin hâkimiyeti
altına girmiştir.
Osmanlı ve daha eski medeniyetlerden kalan mimarilerin birçok yapısı
zamanla ya yıkılmış veya şimdiki mülk sahipleri tarafında ranta kurban
edilmiştir.
 Mezopotamya’nın o mistik yapılarına baktığımızda Yüzlerce yapı yok
olmuş veya kaderine terk edilmiştir.
Sanatı zayıf kentlerde; zamanla aynı orantıda insani ilişkiler
zayıflamış ve aynı binada veya aynı mahalleyi paylaşanlar bile
birbirine yabancı birer birey olmuşlar.
Tarihi kentlerin; “Müze Şehir”, “Uygarlığın Doğduğu Şehir”, “Dünyanın
En Eski Şehri” “Doğuştan Marka Şehir” gibi isimlerle anılması, kentin
geçmişten gelen mirasını oluşturmuştur.
Göbekli tepe gibi tarihe yön veren ve en eski kutsal yerleşim yerin olduğu kent olan urfa'nın gerek mimari gerek tarihsel yapılarıyla göbekli tepe dünya unesco 
 Mirası korumak ve kimliğini korumak, kentte yaşayanlara ve sonradan
gelip yerleşenlere “tarih ve kent bilinci” kazandırılarak da
gerçekleşecektir.
 Kentin tarihi alanlarında; ( Balıklı göl ve dergah'ta sanat sokağı tarzında veya kentin tarihi
sokaklarından birinin  sanat sokağı adıyla oluşturulması. Kentimize
modern bir imaj verecektir
Şanlıurfa'nın akar başı bölgesinde restorasyonu sonrası yapılan alanın
sanat sokağına çevrilmesi bir çok sanat dalının gelişmesine öncülük
edecektir.
Sanat sokağında; yılda bir yapılacak olan geleneksel sinema ve
fotoğraf günlerinin yapılması kenti sanatsal olarakta marka kentlerin
içinde yer almasını sağlayacaktır.
 Kentimizi, ekonomik faaliyetlerin dışında “birlikte yaşama ortamı”
olduğunu ön plana çıkarıp kenti bir “eğitim ve kültür Merkezi”ne
dönüştürmek gerekir.
Bunun alt yapısını oluşturacak olan kent yöneticilerinin buna duyarlı
olması ve geleceğin şekillendiği 21.ci yüzyılda daha sağlıklı ve daha
müreffeh bireylerin ortaya çıkarılması için sanatın ve kentin
özgürleşmesi gerekir.
Özgür ve daha demokratik bir sanat kimliğinin oluşması dileğimle.




www.sanlıurfa.com da yayınlamıştır